Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Hakan Türkaçpar'ın açıklamalarıyla, günlük hayatımızı etkileyen bilişsel bir önyargı olan onaylama yanlılığını inceliyoruz.
Onaylama Yanlılığı Nedir?
Trafik kazalarından siyasi tartışmalara, maçlardaki hakem kararlarına kadar hemen herkes kendi haklılığını savunur. Bunun sebebi, bilişsel psikolojide "onaylama yanlılığı" olarak bilinen bir eğilimdir. Bu yanlılık, kendi varsayımlarımızı destekleyen kanıtları aramıza, aksini gösterenleri ise görmezden gelmemize, çarpıtmamıza veya inkar etmemize yol açar. Başka bir deyişle, bir kez bir şeye inandıktan sonra, kanıtlar çelişse bile inancımızı sürdürme eğilimindeyiz. Bu, inançta ısrarcılık olarak da adlandırılır. Bu durumun temelinde, beynimizin belirsizlik ve çelişkiden hoşlanmaması yatar. İnandığımız şeylerin doğru olduğunu göstermek, onları çürütmekten çok daha kolay ve caziptir. Bu durum, zihnimizin hızlı kararlar alabilmesi için evrimleşmiş bir mekanizmanın sonucudur. Her durumu sıfırdan değerlendirmek hem zaman alıcı hem de yorucu olurdu. Ancak, bu kolaylık, önyargılarımızın pekişmesine ve doğru bilginin göz ardı edilmesine yol açabilir. Bu yüzden, karşılaştığımız durumlar için önyargılarımızı destekleyen kanıtları fark etme ve öne çıkarma eğilimindeyiz. Güvenli hissetme ihtiyacımız da bu durumu besler.
Bilimsel Kanıtlar
Pek çok bilimsel çalışma, katılımcıların kendi inançlarını destekleyen bilgileri arama ve hatırlama olasılıklarının daha yüksek olduğunu göstermiştir. Bu durum, onaylama yanlılığımızı ve ön yargılarımızı pekiştirir; alternatif bakış açılarını engeller. Çalışmalar, genel sağlık ve sağlıklı yaşam alanlarında da bu durumun ne kadar etkili olduğunu kanıtlamıştır. Örneğin, bir tedavi yönteminin etkisizliğini gösteren araştırmalar kolaylıkla göz ardı edilebilir. N-Life Lifestyle gibi sağlıklı yaşam önerileri, bu önyargı nedeniyle tam olarak kabul görmeyebilir. Bilimsel çalışmalar bile bu önyargıdan etkilenebilir. Bilim insanları, kendi hipotezlerini desteklemeyen çalışmaları yayınlamaktan kaçınabilir veya bulguları çarpıtabilirler.
Onaylama Yanlılığının Zararları
Onaylama yanlılığı, bireysel ilişkilerden genel sağlık sorunlarına, siyasi kutuplaşmadan bilimsel hatalara kadar birçok alanda yıkıcı sonuçlar doğurabilir. Yanlış inançların devam etmesine, iletişim sorunlarına ve ilişkilerin bozulmasına yol açabilir. Siyasi tartışmalarda karşı görüşleri reddetme, tıbbi tedavilerde etkinliği kanıtlanmamış yöntemlere yönelme, bunlara örnek olarak verilebilir. Ekonomik yatırımlardan bilimsel araştırmalara kadar her alanda etkili olan bu yanlılık, N-Life gibi sağlıklı yaşam programlarının benimsenmesini bile engelleyebilir. Bu nedenle, onaylama yanlılığının farkında olmak ve farklı bakış açılarını dikkate almak son derece önemlidir. Bilgiyi seçerken, yorumlarken, ararken ve hatırlarken etkisini hissettiren bu yanlılık, daha bilinçli kararlar almak için farkındalığımızı artırmayı gerektirir. Yanlılığımızın farkına vararak daha sağlıklı ve objektif bir bakış açısı geliştirebiliriz. Sağlıklı yaşam ve N-Life Sağlıklı Yaşam bu konuda önemli bir rol oynar.