Her yıl binlerce kişiye meme kanseri teşhisi konuyor. Erken teşhis, hastalığın başarılı bir şekilde tedavi edilmesinde hayati önem taşımaktadır. Düzenli meme muayenesi ve mamografi, erken teşhisin en önemli araçlarıdır. 40-69 yaş arası kadınların iki yılda bir mamografi yaptırmaları öneriliyor. Kendi kendine yapılan düzenli meme muayeneleri de çok önemlidir. Memede ele gelen kitle, meme başında çekinti, meme cildinde portakal kabuğu görünümü, meme başından akıntı ve koltuk altında ele gelen beze gibi belirtiler görüldüğünde mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Unutulmamalıdır ki erken teşhis, tedavi başarısını doğrudan etkiler. Sağlık Bakanlığı tarafından sunulan ücretsiz tarama programlarından faydalanmak önemlidir.
Radyoterapi: Etkili Bir Tedavi Yöntemi
Meme kanseri tedavisinde cerrahi müdahalenin ardından sıklıkla radyoterapi uygulanmaktadır. Radyoterapi, yüksek enerjili radyasyon kullanarak kanser hücrelerini hedef alır, büyümelerini durdurur veya yok eder. Bu yöntemin, hastalığın tekrarını önlemede ve kalıcı sonuçlar elde etmede oldukça etkili olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Özellikle meme koruyucu cerrahi sonrası, tümörün tekrarlama riskini azaltmak için tercih edilen önemli bir tedavi seçeneğidir. Gelişen teknoloji sayesinde radyoterapi, sağlıklı dokulara minimum zarar vererek sadece kanserli bölgeye odaklanmaktadır. Bu da hastaların tedavi süreci boyunca daha az yan etki yaşamasını ve günlük yaşamlarına daha hızlı dönmelerini sağlar. Her seans kısa sürer ve hastalar genellikle günlük aktivitelerine devam edebilir. Radyoterapi her hasta için özel olarak planlanır.
Radyoterapinin Yan Etkileri ve Risk Faktörleri
Radyoterapi oldukça etkili bir tedavi yöntemi olsa da bazı yan etkileri olabilir. En yaygın yan etkiler arasında ciltte kızarıklık, kuruluk, kaşıntı ve yanma hissi (dermatit), yorgunluk ve nadiren de olsa meme dokusunda sertleşme yer almaktadır. Bu yan etkiler genellikle tedavi sonrasında kaybolur. Meme kanseri riskini artıran faktörler arasında tütün ve alkol kullanımı, fazla kilolu veya obez olmak, hareketsiz yaşam, hiç doğum yapmamış veya geç yaşta doğum yapmış olmak, emzirmemek, hormon tedavisi almak ve genetik yatkınlık (BRCA1-2 mutasyonu) bulunmaktadır. Sigara ve alkol tüketiminden kaçınmak, düzenli egzersiz yapmak ve sebze-meyve ağırlıklı sağlıklı beslenmek, meme kanserinden korunmada önemli rol oynar. Aile öyküsünde meme kanseri olan kişilerin düzenli kontrollerini yaptırmaları ve sağlık kuruluşlarına başvurmaları son derece önemlidir. Göğüs bölgesine daha önce radyoterapi uygulanmış olmak da meme kanseri riskini artırır.